Avukat Avukat Ceren Sümer Cilli ile Aile Hukuku ve Boşanma Süreçleri
Avukat Ceren Sümer Cilli, özellikle aile hukuku alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken bir isim. Boşanma, velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konularda mahkemelerde yürütülen davalarda edindiği tecrübelerle, aile yapısının korunması ve bireylerin haklarının gözetilmesi noktasında önemli bir rol üstleniyor. Bugüne kadar 200’den fazla aile hukuku ve boşanma davasında aktif rol alan Sümer Cilli, hem çekişmeli hem de anlaşmalı boşanma süreçlerinde, ayrıca nafaka ve mal rejimi uyuşmazlıklarında uzmanlaşmış bir avukat olarak öne çıkıyor. Son yıllarda Türkiye İstatistik Kurumu’nun boşanma oranlarına dair yayımladığı veriler, aile hukuku davalarının toplumda giderek daha fazla önem kazandığını ortaya koyarken, Avukat Ceren Sümer Cilli’nin bu alandaki faaliyetleri de dikkat çekiyor. Sümer Cilli, hem çocukların üstün yararını merkeze alan yaklaşımı hem de hukuki sürece dair bilgilendirici çalışmalarıyla aile hukukunun güncel tartışmalarında adından söz ettiriyor
Röportaj: Avukat Avukat Ceren Sümer Cilli ile Aile Hukuku ve Boşanma Süreçleri
Soru 1: Adana’da boşanma davalarına baktığınızda en çok hangi konularda uyuşmazlıklarla karşılaşıyorsunuz?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Adana’daki boşanma davalarında en sık karşılaşılan konular velayet, nafaka ve mal rejimi uyuşmazlıkları oluyor. Çoğu zaman eşler arasında iletişim kopukluğu, ekonomik sorunlar ve aile içi baskılar boşanma sürecini tetikliyor. Özellikle çocukların velayeti konusunda tarafların duygusal yaklaşımları davaları daha da zorlaştırabiliyor. Bizim görevimiz, hem müvekkillerin haklarını korumak hem de sürecin çocukların üstün yararı gözetilerek ilerlemesini sağlamak.
Soru 2: Çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davaları arasında nasıl farklar var? Müvekkilleriniz genelde hangi yolu tercih ediyor?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Anlaşmalı boşanma, tarafların tüm şartlarda uzlaşmasıyla çok daha kısa sürede sonuçlanıyor. Ancak her zaman mümkün olmuyor; özellikle mal paylaşımı ve nafaka miktarı üzerinde anlaşmazlıklar çıkabiliyor. Bu noktada davalar çekişmeli hâle geliyor ve süreç daha uzun sürüyor. Çekişmeli boşanma davalarında delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve mahkemenin kapsamlı bir değerlendirme yapması gerekiyor. Adana’da da hem anlaşmalı hem çekişmeli boşanma davaları oldukça yoğun; fakat anlaşmalı davalar, süreci kısaltması nedeniyle taraflar açısından daha tercih edilir durumda.
Soru 3: Nafaka davalarında en çok hangi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Nafaka davalarında genellikle miktar ve ödeme süresi tartışma konusu oluyor. Yoksulluk nafakası, boşanma sonrasında geçimini sağlayamayan eşe tanınırken; iştirak nafakası, çocuğun bakım ve eğitim masraflarını karşılamaya yöneliktir. Adana’da gördüğümüz davalarda, tarafların gelir durumunu tam olarak beyan etmemesi ya da nafaka yükümlülüğünü yerine getirmemesi en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Mahkemeler bu süreçte tarafların gelir belgelerini, yaşam standartlarını ve çocuğun ihtiyaçlarını dikkate alarak hakkaniyete uygun bir karar verir.
Soru 4: Mal rejimi uyuşmazlıklarında müvekkillerinizin en çok merak ettiği hususlar nelerdir?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Mal rejimi, evlilik birliği içinde edinilen malların boşanma sonrası nasıl paylaşılacağını düzenler. Çoğu müvekkilim, evlilikten önce sahip olduğu malların bu paylaşımın dışında kalıp kalmayacağını merak ediyor. Kanuna göre evlenmeden önce kişisel mülkiyette olan mallar paylaşım dışında kalır; ancak evlilik süresince edinilen gelirler, taşınmazlar veya değer artış payları eşit şekilde değerlendirilir. Mal rejimi hesaplamaları bazen oldukça teknik detaylar içerdiği için bu davaların uzun sürdüğünü de belirtmek gerekir.
Soru 5: Adana’da boşanma davalarının sosyal yansımaları nelerdir? Siz sahada en çok hangi durumlarla karşılaşıyorsunuz?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Boşanma davalarının sadece taraflar üzerinde değil, geniş aile ve hatta sosyal çevre üzerinde de etkileri oluyor. Adana gibi kültürel yapısı güçlü, aile bağlarının sıkı olduğu bir şehirde boşanma süreci, tarafların psikolojik açıdan zorlandığı bir dönem haline gelebiliyor. Çocuklar bu süreçten en çok etkilenen kesim. Velayet davalarında tarafların çocuklar üzerinden bir mücadeleye girmesi, aslında en büyük zararı çocuklara veriyor. Benim en çok dikkat ettiğim nokta, sürecin yıpratıcı olmamasını sağlamak. Çünkü uzun süren çekişmeli boşanma davaları, çocukların psikolojisini doğrudan olumsuz etkileyebiliyor. Toplumda hâlâ boşanma olgusuna karşı farklı bakış açıları var; kimi zaman boşanma bir “ayıp” gibi görülüyor, kimi zaman da taraflar özgürleşmenin bir yolu olarak değerlendiriyor. Bizim görevimiz, tüm bu sosyal baskılardan bağımsız şekilde hukuki süreci doğru yürütmek ve kişilerin haklarını korumaktır.
Soru 6: Anlaşmalı boşanma davaları, çekişmeli davalara göre daha hızlı sonuçlanıyor. Peki, taraflar anlaşmalı boşanma sürecine girmeden önce neleri bilmeli?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Anlaşmalı boşanma, her iki tarafın da boşanma iradesini net bir şekilde ortaya koyması ve temel konularda uzlaşmasıyla mümkün olur. Bu konular arasında mal paylaşımı, nafaka, velayet ve varsa tazminat talepleri yer alıyor. Taraflar bu hususlarda anlaşmaya varmışsa, mahkeme tek celsede boşanmayı sonuçlandırabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var: Her anlaşmalı boşanma, uzun vadede her iki tarafın da yararına olmayabilir. Örneğin, taraflardan biri baskı altında anlaşmaya razı olmuşsa ileride hak kayıpları yaşanabilir. Ben her zaman müvekkillerime, anlaşmalı boşanma protokolünü hazırlarken ileriyi de düşünmelerini tavsiye ediyorum. Çocuğun eğitim masrafları, tarafların ilerideki ekonomik durumları gibi konular göz ardı edilmemeli. Anlaşmalı boşanma davaları kısa sürede sonuçlandığı için cazip görünebilir; ancak iyi hazırlanmış bir protokol yapılmazsa ileride yeni davaların açılması kaçınılmaz hale gelebilir.
Soru 7: Nafaka davalarında tarafların en çok yaptığı hatalar nelerdir?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Nafaka davalarında en sık yapılan hata, tarafların gelir durumlarını olduğundan farklı göstermeleridir. Özellikle nafaka yükümlülüğü altına girecek olan eş, gelirini düşük göstermek için çeşitli yollar denerken; diğer taraf da kendi ihtiyaçlarını olduğundan fazla gösterme eğiliminde olabiliyor. Bu durum mahkeme sürecini uzatıyor ve çoğu zaman güven ilişkisinin tamamen ortadan kalkmasına yol açıyor. Bir diğer hata ise nafaka davasını “intikam” aracı olarak görmektir. Nafakanın temel amacı, boşanma sonrası tarafların ve özellikle çocukların yaşam standartlarını korumaktır. Mahkeme her zaman çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurur. Dolayısıyla tarafların duygusal tepkilerle hareket etmesi, hukuki sürecin uzamasına ve gereksiz çatışmalara neden olur. En doğru yaklaşım, gelir belgelerinin ve gider kalemlerinin şeffaf biçimde mahkemeye sunulmasıdır. Böylece hem hakkaniyetli bir karar çıkar hem de taraflar arasında uzun vadeli çatışmaların önüne geçilir.
Soru 8: Mal rejimi davalarında en çok hangi sorunlar yaşanıyor?
Avukat Ceren Sümer Cilli: Mal rejimi davaları, aile hukukunun en karmaşık alanlarından biridir. Çünkü her eşin kişisel malları ile edinilmiş mallarının ayrımı her zaman kolay değildir. Çoğu zaman eşlerden biri, evlilikten önce sahip olduğu malları da paylaşım kapsamına dahil etmeye çalışıyor. Oysa kanuna göre evlilikten önce sahip olunan mallar kişisel maldır ve paylaşımın dışında kalır. Ancak evlilik süresince alınan mallar, gelirler ve değer artış payları paylaşım kapsamına girer. Burada sorun genellikle “katkı payı” hesabında çıkıyor. Örneğin bir ev, eşlerden birinin üzerine alınmış olabilir ama diğer eş de gelirini bu evin alımında dolaylı yoldan kullanmışsa, katkı payı alacağı doğar. Bu hesaplamalar çok teknik olduğundan mal rejimi davaları uzun sürebiliyor. Müvekkillerimin en çok merak ettiği konu da “Benim katkım nasıl hesaplanacak?” oluyor. Biz avukatlar, belgeler, tanıklar ve mali raporlar üzerinden bu katkıyı ispatlamaya çalışıyoruz.